Engelli Ehliyeti ile Normal Araç Kullanılır mı?
Engelli bireylerin hayatın her alanında aktif bir şekilde yer alabilmeleri büyük önem taşır. Özellikle ulaşım konusunda bağımsız hareket edebilmeleri, hem özgüvenlerini artırır hem de yaşam kalitelerini yükseltir. Bu nedenle engelli bireylerin araç kullanabilmesi ve trafikte yer alabilmesi devletin de desteklediği bir haktır. Ancak bu noktada sıkça sorulan bir soru vardır: Engelli ehliyeti ile normal araç kullanılabilir mi? Bu sorunun cevabını verebilmek için öncelikle engelli ehliyeti nedir, hangi şartlarda verilir ve bu ehliyetle hangi araçların kullanılabileceği gibi konulara açıklık getirmek gerekir.
Engelli Ehliyeti Nedir?
Engelli ehliyeti, bedensel veya fiziksel engeli olan bireylerin araç kullanabilmesi için özel düzenlemeler içeren bir sürücü belgesidir. Bu ehliyet, sürücünün sağlık durumu dikkate alınarak düzenlenir. Türkiye’de yürürlükte olan yönetmeliklere göre, engelli bireylerin araç kullanabilmeleri için tam teşekküllü bir hastaneden sağlık raporu almaları zorunludur. Bu rapor doğrultusunda kişinin sürücü olmaya uygun olup olmadığı, hangi tip araçları kullanabileceği, aracın hangi özel donanımlarla düzenlenmesi gerektiği gibi detaylar belirlenir.
Engelli Ehliyeti ile Hangi Araçlar Kullanılır?
Engelli bireyler için verilen sürücü belgelerinde, sürücünün yalnızca kendisine özel olarak düzenlenmiş, engeline uygun aparatlarla donatılmış araçları kullanabileceği belirtilir. Yani sürücü belgesine “sadece özel tertibatlı araç kullanabilir” gibi bir ibare eklenir. Örneğin, sağ bacak fonksiyonunu yitirmiş bir birey için sadece el gazı ve el freni bulunan araçların kullanımı uygun görülür. Bu durumda bireyin yalnızca bu özel donanımlı aracı kullanması yasal olarak zorunludur.
Bu tür ehliyet sahiplerinin, engeline uygun tertibatı olmayan, normal bir aracı kullanması yasal değildir. Bu durum hem sürücü hem de trafikteki diğer bireyler için güvenlik riski oluşturur. Ayrıca bu kurallara uyulmadığı takdirde trafik cezaları ve çeşitli yaptırımlar uygulanabilir.
Normal Araç Kullanmak Mümkün mü?
Engelli bireyin sağlık raporu ve ehliyetinde herhangi bir özel tertibat şartı belirtilmemişse, yani kişinin engeli araç kullanmaya doğrudan engel teşkil etmiyorsa, bu bireyler normal araç da kullanabilir. Örneğin işitme engeli olan bir birey, aynaları daha büyük olan bir araç kullanmak kaydıyla, otomobil sınıfı araçları rahatlıkla sürebilir. Yine üst düzeyde olmayan ortopedik engellere sahip bireyler, gerekli kontrollerden geçtikten sonra normal araç kullanımına onay alabilirler.
Ancak burada önemli olan nokta, bireyin sağlık durumuna uygun şekilde düzenlenmiş bir sağlık raporu ile Trafik Tescil Müdürlüğü’nden onay almış olmasıdır. Bu işlemler tamamlandıktan sonra birey hem engelli ehliyeti alabilir hem de sağlık şartlarına uygunsa normal araç kullanabilir.
Engelli Plakalı Araç ile Normal Araç Arasındaki Farklar
Engelli bireylerin kullandığı araçlarda genellikle “engelli aracı” plakası bulunur. Bu plakalar, araç sahibine bazı ayrıcalıklar sağlar. Örneğin otoparklardan ücretsiz yararlanmak ya da vergi muafiyetlerinden faydalanmak mümkündür. Ancak bu araçların yalnızca engelli birey tarafından kullanılması gerekir. Aksi durumda hem sürücü hem de araç sahibi cezai işleme tabi tutulabilir.
Normal bir araçta bu tür avantajlar bulunmaz. Ayrıca engelli birey, kendisine özel tertibatlı bir aracı kullanmak zorundaysa, normal araçla trafiğe çıkması yasal değildir.
Her Bireyin Durumu Kişiye Özeldir
Engelli ehliyeti ile normal araç kullanılıp kullanılamayacağı sorusunun yanıtı, tamamen bireyin sağlık durumuna, aldığı sağlık raporuna ve ehliyetindeki özel şartlara bağlıdır. Bu nedenle her bireyin durumu ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Eğer engelin türü ve düzeyi normal araç kullanımına engel değilse ve bu durum sağlık raporunda açıkça belirtilmişse, engelli ehliyetine sahip bireyler normal araç da kullanabilir. Ancak özel tertibat şartı varsa, yalnızca o tertibata sahip araçlarla trafiğe çıkmak mümkündür.
Engelli bireylerin trafikte güvenle yer alabilmeleri, sadece onların değil, toplumun tüm bireylerinin ortak sorumluluğudur. Bu nedenle yasal kurallara uygun hareket etmek, hem bireyin hem de toplumun güvenliği açısından hayati öneme sahiptir.