Sürücüsüz ya da otonom şeklinde adlandırılan araçlar barındırmış olduğu teknoloji sayesinde bir sürücüye ihtiyaç duymadan, trafik içerisinde etrafındaki araç ve diğer başka her şey algılayarak tehlikesiz bir şekilde sürüş gerçekleştirmektedir. Sürücüsüz araçlar LIDAR denilen lazer darbeleri kullanarak bir nesnenin uzaklığını algılamaya yarayan teknolojiye sahiptir. Bu teknoloji yanında GPS, bilgisayar ve birçok üst düzey teknolojik destek ile beraber etrafındaki her şeyi kusursuz şekilde tespit eder.  

Sürücüsüz araçların çalışma prensiplerine geldiğimiz zaman bunun temelinde aracın her noktasına yerleştirilmiş sensörleri görüyoruz. Aracın her yerine yerleştirilen sensörler çevredeki nesneleri algılarken gelen veriler bilgisayar sistemiyle denetlenerek direksiyon kontrolü, hız ve frenlemenin hatasız şekilde yapılmasını ve sürüşün gerçekleşmesini sağlıyor.

Otonom araçların tarihi ise yaklaşık 100 sene öncesi 1925 yılına dayanır. 1925 yılında elektrik mühendisi olan Francis Houdina radyo kontrollü araç ile sürücüsüz araçların ilk denemesini yaparak temellerini atmış oldu. Bu tarihten sonra sayısız firma sürücüsüz araçlarla ilgili birçok deneme yaptı ve günümüzde de çok sayıda firma bu denemelere devam ediyor. Bazı ülkelerde trafiğe de çıkarılarak denenen araçlar hakkında birtakım soru işaretleri de bulunmakta. Bu soru işaretlerinin en büyüğü etik konularla ilgilidir. Bir kaza esnasında insan, hayvan ya da başka bir şeye çarpmak arasında tercih yapmak zorunda kalan sistem bu kararı nasıl verecek? Alman Federal Ulaşım ve Dijital Altyapı Bakanlığı bu konuyla ilgili 20 kuraldan oluşan bir kılavuz yayınlarken bu kılavuzda yer alan maddeler kafalarda soru işareti bıraktı. Özellikle “İnsan hayatının korunması en büyük önceliktir. Sistemler insan hayatını kurtarabilecekse hayvanlara ya da yapılara zarar vermeyi göze alacak şekilde programlanmalıdır.” maddesi görüş ayrılıklarına sebep oldu.

Yaklaşık 100 senelik bir mazisi bulunan otonom araçlarla ilgili çalışmalar günümüzde de tüm hızıyla devam ediyor. Teknolojinin günden güne gelişmesini sürdürmesiyle beraber kusursuz çalışacak otonom araçların yapılması çok uzun sürmeyecek gibi duruyor. Birçok araç firması teknoloji piyasasına yön veren şirketlerle beraber çalışma yaparken, Güney Kore yaklaşık 2 senedir yalnızca otonom araçların denendiği ve K-City adını verdikleri, alanında dünyanın en büyüğü olan tesiste çalışmalarını tüm hızıyla devam ettiriyor. Amerika, Almanya, Japonya ve birçok ülke de otonom araçlarla ilgili çalışmalarını aralıksız şekilde sürdürüyor.